-
1 врастяжку
-
2 рост
м1) büyüme bitmeрост воло́с — saçların bitmesi
2) ( увеличение) artma, artış, büyüme; genişlemeрост населе́ния — nüfus artışı
рост городо́в — şehirlerin büyümesi
экономи́ческий рост, рост эконо́мики — ekonomik büyüme
рост национально́го дохо́да — ulusal gelir artışı
рост цен — fiyatların artışı / yükselişi
рост объёма торго́вли — ticaret hacminin genişlemesi
3) (усиление, укрепление) artma, artış, yükselme, yükselişрост экономи́ческого могу́щества страны́ — ülkenin ekonomik gücünün artması
рост полити́ческой зре́лости — siyasal olgunluğun yükselişi
рост противоре́чий — çelişkilerin şiddetlenmesi
рост капиталисти́ческой эксплуата́ции — kapitalist sömürünün yoğunlaşması
дальне́йший рост движе́ния за мир — barış hareketinin daha da genişlemesi
4) ( совершенствование) gelişme, yetkinleşmeрост мастерства́ — ustalığın gelişmesi
5) boyвысо́кого ро́ста (о человеке) — uzun boylu
они́ одного́ ро́ста — boyları birdir
у него́ сын с него́ ро́стом — boyu beraber oğlu var
в рост челове́ка — insan boyunda
••цветы́ пошли́ в рост — çiçekler boy vermeye başladı
отдава́ть де́ньги в рост — faizle borç para vermek
фотогра́фия во весь рост — boy resmi
он лежа́л, вы́тянувшись во весь рост — boylu boyunca uzanmıştı
-
3 растягиваться
несов.; сов. - растяну́ться1) uzanmakон (во весь рост) растяну́лся на дива́не — (boylu boyunca) kanepeye uzandı
2) ( терять упругость) sünmek; esnekliğini kaybetmek3) uzamakнеде́льная рабо́та растяну́лась на ме́сяц — bir haftalık iş bir ay uzadı / sürdü
См. также в других словарях:
boylu boyunca — zf. 1) Boyu uzanabildiği kadar, boyu uzunluğunca Bir müddet sonra da boylu boyunca ortaya uzanıverdi. S. F. Abasıyanık 2) mec. Hakkıyla, hak etmiş olarak Senin boylu boyunca bu müzede yerin var. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
boylu — sf. 1) Boyu olan Hatırlayabildiğim kadar annem orta boylu idi. Y. K. Beyatlı 2) Boyu benzerlerinden uzun olan Sahneye birbirinden enli ve boylu dört taze birbiri ardınca girdi. H. E. Adıvar Birleşik Sözler boylu boslu boylu boyunca boylu gıcır… … Çağatay Osmanlı Sözlük
boyunca — zf. 1) Boyu veya uzunluğu kadar Plaj boyunca hem yürüyor hem konuşuyorduk. S. F. Abasıyanık 2) Süresince Ömrüm boyunca şiirle, edebiyatla, felsefe ile hiç alışverişim olmadı. H. Taner Birleşik Sözler boylu boyunca ömür boyunca Atasözü, Deyim ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
uzanmak — e 1) Boylu boyunca yatmak Nevin evde biraz uzanıp dinlenmezse hastalanacaktı sanki. S. F. Abasıyanık 2) Gitmek Öğleden sonra Şişli den Beyoğlu na kadar uzandım. Y. K. Beyatlı 3) nsz Bir alana yayılmak Sokağın dibinden gelen bir elektrik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hücre — is., anat., biy., Ar. ḥucre 1) İnce bir zar içindeki protoplazma ve çekirdekten oluşmuş, bir organizmanın yapı ve görev bakımlarından en küçük birliği, göze 2) Küçük oda 3) Tutukluların veya hükümlülerin yalnız olarak kapatıldıkları küçük oda… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sermek — i, e, er 1) Kurutmak için asmak Kar gibi çamaşırları serip eve döndü. O. Rifat 2) Göstermek amacıyla asmak veya yaymak Çeyiz sermek. 3) Düz bir yere yaymak Üzüm sermek. Bulgur sermek. 4) Açarak yaymak veya döşemek Çerçeveli çerçevesiz bir sürü… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yatmak — nsz, ar 1) Bir yere veya bir şeyin üzerine boylu boyunca uzanmak Dörtnal giden atların köpüklü boynuna bir daha yatmayacak. N. Hikmet 2) Uyumak veya dinlenmek için yatağa girmek 3) Yatay veya yataya yakın bir duruma gelmek, eğilmek Rüzgârdan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
iki seksen uzanmak — alay bir çarpma, vurma sonucu boylu boyunca serilmek … Çağatay Osmanlı Sözlük